|
Adnan'ın Web Sitesine Hoşgeldiniz... |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Felsefe Din Felsefesi
|
Felsefe ve Din Felsefesi
Düşünce tarihinde felsefe, dini ve ahlaki bilgilerin, inançların
eleştirisi olarak ortaya çıkmıştır. Buna karşın felsefe ve din birbirine
karşıt iki bilgi türü değildir. Her ikiside insan ve evren ilişkisini
açıklamaya ve anlamlandırmaya çalışmaktadır. Çalıştıkları alanlarda
benzerlikler çok olduğu için birbirlerinden yararlanmaları da oldukça
doğaldır. Felsefe varlığın yapısı hakkında din ise sonsuzluk hakkında
bir arayış içindedir. Felsefe sonsuz olanı ifade etmede kavramları, din
ise sembolleri kullanır.
Din felsefesini daha net bir biçimde tarif etmemiz gerekirse “Din
felsefesi, dinin felsefe olarak ele alınması, dinin üzerinde düşünme ve
tartışmalarda bulunmadır” Fakat ortada felsefenin kendi yapısından
kaynaklanan bir sorun vardır. Her filozof kendine göre bir düşünce
yapısına sahiptir. Felsefeyi tanımlamak ne denli zorsa felsefenin alt
dalı olan din felsefesini de tanımlamak bir anlamda o kadar zordur. Ama
bir çok filozofun belli konular üzerinde oluşturduğu belli bir disiplin
göz önünde bulundurularak; din felsefesi yapmak, dinin temel iddiaları
hakkında rasyonel, objektif, geniş kapsamlı ve tutarlı bir tarzda
düşünmek ve konuşmaktır diyebiliriz.
Din felsefesi yapan kişi konusuna “rasyonel” olarak yaklaşmalıdır. Yani
“Tanrı’nın varlığı” “Ruh’un ölümsüzlüğü” gibi kavramları akıl gücünün
imkanlarını kullanmaya çalışarak temellendirmelidir. Bu da nereye kadar
başarılabilirse oraya kadar şeklindedir.
Aynı zamanda “ geniş kapsamlı” bir biçimde konulara eğilmelidir. Dinin
sorunları üzerinde fikir yürütürken konuyla ilgili tarihi, ilmi, mantiki
bütün verileri ele almak zorundadır. Hatta konuya ilişkin karşıt
söylemlerin ne olduğuna da bakmalıdır.
Ayrıca filozofun ortaya koyduğu görüşler arasında bir tutarlılığın
olması da esastır. Görüşlerde tutarsızlığı görebilmek için oldukça iyi
eleştirilere ihtiyaç vardır.
Özellikle bu ve benzeri araştırmalarda dinin lehine ve aleyhine
yaklaşmak yerine dini olduğu gibi incelemeye tabi tutmak “objektif” bir
biçimde yaklaşmak esas olmalıdır.
Bütün bunların yapılmasındaki yegane gaye Felsefi yaklaşımın esas olarak
dile getirme, açıklama, kaynaştırma, bütünleştirme ve değerlendirmedir.
Din felsefesi aynı zamanda dinler üzerinde ciddi araştırmaların
yapılması için özel bir basamaktır. Böylelikle din konusunda herkes
başıboş bir biçimde kendi özgür görüşlerini, yorumlarını sağa, sola
savuramaz.
Din tarifimizi Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi üç büyük kitaplı
dine göre yapmaya kalktığımızda din, kişisel ve toplumsal yanı bulunan
fikir ve uygulama açısından sistemleşmiş olan, inananlara bir yaşama
tarzı sunan, onları belli bir dünya görüşü etrafında toplayan bir kurum
olarak karşımıza çıkmaktadır. Aslında Tanrı’nın varlığının ispatı gibi
konularda bu üç büyük din birbiri ile oldukça yakın ilişki içindedir.
Çünkü her biride yaratıcı kavramı açısından tek bir Yaratıcının
varlığına inanma durumundadırlar. Bu nedenle bir İbn Meymun, bir Thomas
Aquinas’
ın Farabiden ya da Müslüman düşünürlerin, Hristiyan ya da Yahudi
düşünürlerden etkilenmesi oldukça doğaldır. Bütün bunların üstünde
söylemek gerekirse felsefenin özü düşünmektir; dinin özü ise, Gazalinin
deyimiyle ruhani bir zevk halini yaşamaktır(Kitabu’l Arba’in, 2.bsk.
Kahire 1925, s.8vd.) Felsefenin dinle ilgilenmesi, genellikle iki
şekilde olmuştur: Dini olmayan verilerden veya unsurlardan hareket
ederek dini bir hükmü açıklamaya, hatta bazen kanıtlamaya çalışan
yaklaşım. Örneğin, bilimsel verilere ve sonuçlarına dayanarak Tanrının
varlığını ruhun ölümsüzlüğünü ispatlamaya çalışmak gibi. İkinci olarak,
doğrudan doğruya din fenomeninden yola çıkarak dinin temel hükümlerini
açıklamaya çalışan yaklaşım. Her iki ilginin birlikte sürdürüldüğü
durumlara da oldukça sık rastlamak mümkündür.
Bu bağlamda din felsefesinin ilgilendiği problemleri şu şekilde sıralayabiliriz:
a) Metafizik ve kozmolojik problemler: Tanrı’nın varlığı ve bu konuyla
ilgili lehte ya da aleyhte ortaya sürülen akli deliller. Evrenin
yaratılışı. İnsanın evren içindeki yeri ve önemi. Vahyin imkanı. Ölümden
sonra hayat ve ruhun ölümsüzlüğü.
b) Epistemolojik problemler: Evrenle ilgili bilgilerimizden Tanrının
bilinmesine gitme çabalarının epistemolojik değir. Bir bilgi kaynağı
olarak vahiy ve dini tecrübe. İnanma, bilme, şüphe etme, zan, yakin ve
benzeri kavramların epistemolojik tahlil ve tenkidi. Temel dini
hükümlerin doğrulanması ve yanlışlanması
c) Dini hükümlerin dil ve mantık açısından eleştiri ve incelenmesi. Din
dilinin mantık açısından durumunun belirlenmesi.
d) Dinin ahlak, sanat ve ilimle olan ilişkileri. Bütün insan
tecrübelerinin organik bir bütünlüğe kavuşturulması ve yeni dini düşünme
sisteminin oluşturulması çabaları
e) Dinsel simgeselliğin anlamı ve önemi.
|
byAdnanoe |
|
|
HADİSE'yi Dinlemektesiniz... |
|
|
|
|